HMC

Kazasker İvaz Efendi Mosque

Mosque in Golden Horn

Updated: February 18, 2024 11:39 AM

Kazasker İvaz Efendi Mosque is located in Golden Horn (Estuary in Turkey), Türkiye. It's address is Ayvansaray, Dervişzade Sk. No:14, 34087 Fatih/İstanbul, Türkiye.

Ayvansaray, Dervişzade Sk. No:14, 34087 Fatih/İstanbul, Türkiye

2WQR+79 Fatih, İstanbul, Türkiye

Questions & Answers


Where is Kazasker İvaz Efendi Mosque?

Kazasker İvaz Efendi Mosque is located at: Ayvansaray, Dervişzade Sk. No:14, 34087 Fatih/İstanbul, Türkiye.

What are the coordinates of Kazasker İvaz Efendi Mosque?

Coordinates: 41.0381514, 28.9409333

Kazasker İvaz Efendi Mosque Reviews

jacko 0
2019-06-03 02:31:33 GMT

A very nice mosque.
Not so big but very beautiful and welcoming.

Cam Graves
2019-03-10 18:35:35 GMT

Opened after renovation. Nice little mosque that has very tastefully been restored. I was a bit surprised that I was only permitted to take two photos inside - why two??? Either none or many??? Anyway, thank you for the two lovely images I have of your nice mosque. Well worth having a look and admire. The gentlemen I chatted with and greeted were very welcoming aside from the photo question.

Abdurrahim Vural
2024-01-17 23:28:45 GMT

Halk arasında Eğrikapı Camii adıyla da anılan mâbedin yanında bir de meydan çeşmesi vardır. Evvelce sıbyan mektebiyle bir medresenin olduğu bilinmekle beraber bunlardan hiçbir iz kalmadığı gibi yerleri de tesbit edilememiştir. Caminin bânisi Kazasker İvaz Efendi (ö. 994/1586) kıble duvarı önündeki hazîreye defnedilmiştir. Hazîrede adını taşıyan bir mezar taşına rastlanmamakla birlikte tam mihrabın hizasında üzerinde hiçbir yazı olmayan, hazîredeki bütün taşlardan daha büyük silindir biçiminde iki şâhidenin İvaz Efendi’nin kabrine ait olması kuvvetle muhtemeldir.
İvaz Efendi Camii, Mimar Sinan’ın yaptığı altıgen sistemli ibadet yerlerinin benzeridir. Bu plan az veya çok değişikliklerle hepsi XVI. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Beşiktaş’ta Sinan Paşa, Topkapı’da Ahmed Paşa, Kadırga’da Sokullu Mehmed Paşa, Fındıklı’da Molla Çelebi, Babaeski’de Semiz Ali Paşa, Üsküdar’da Eski Vâlide camilerinde uygulanmıştır. Fakat bu bina, klasik bir son cemaat yerine sahip olmayışı bakımından da alışılmışın dışında kalır. Giriş cephesi Türk sanatında tek örnektir.
İvaz Efendi Camii o derece değişik özelliklere sahiptir ki onun da XVI. yüzyıla damgasını vuran Mimar Sinan’ın eseri olabileceği akla gelir. Ancak bu büyük ustanın yaptığı binaların adlarını veren tezkirelerde yer almaz. Hayatının son yıllarında ortaya konan bu eserde onun mimari tutumu çok belirlidir.

KAZASKER İVAZ EFENDİ
904 (1498) yılı civarında Manavgat’ta doğdu. Buraya izâfetle “Manav” nisbesiyle de anılır. Daha sonra İstanbul’a giderek tahsilini tamamladı ve Sahn-ı Semân medreselerinden mezun oldu (954/1547). Bir süre Rüstem Paşa’nın kapı halkından Şehsuvar Ağa’ya hocalık yaptı. Vezîriâzam Rüstem Paşa’nın desteğiyle “Hâşiye-i Tecrid” müderrisliği yapmaksızın doğrudan Edirne’de Beylerbeyi Medresesi müderrisliğine tayin edildi. Hatta zamanın şairlerinden biri bu üst üste tayinler münasebetiyle, “Sekiz Sahn’ı İvaz dokuz dolandı” diyerek nükte yapmıştır. 976’da (1568) Ayasofya, ertesi yıl Süleymaniye ve 981 (1573) yılında Edirne Selimiye Medresesi müderrisliğine yükselen İvaz Efendi iki yıl sonra Bursa kadılığına getirildi. Bu münasebetle, “Şehr-i Bursa’ya vâlî oldu Manav” mısraıyla tarih düşürülmüştür (Atâî, s. 291). 984’te (1576) Edirne, bir yıl sonra İstanbul kadılığına tayin edilen İvaz Efendi, 987’de (1579) görevinden alındıysa da ertesi yıl tekrar İstanbul kadısı oldu. Ancak bu görevi sırasında bazı hataları yüzünden ulemâ tarafından devrin padişahı III. Murad’a şikâyet edildi ve görevinden azledildi.
İstanbul’da ilk kahvehanelerin açılması İvaz Efendi’nin İstanbul kadılığı sırasında gerçekleşmiştir.
İvaz Efendi 989’da (1581) Anadolu, birkaç ay sonra da Rumeli kazaskerliğine getirildi, 991 (1583) sonlarında görevinden alındı (Selânikî, s. 141). İki yıl sonra ikinci defa Rumeli kazaskeri olan İvaz Efendi bir Dîvân-ı Hümâyun toplantısı sırasında rahatsızlandı (a.g.e., s. 174) ve 994 (1586) sonlarında doksan yaşını aşkın bir halde vefat etti. Ölümüne “mâtem-i etkıyâ” ibaresiyle tarih düşürülmüştür (Ayvansarâyî, I, 147).

İvaz Efendi şer‘î meselelerde çok defa aklı esas almış, verdiği bazı fetva ve kararlarında yaptığı nükteleriyle meşhur olmuştur; Nev‘îzâde Atâî tarafından Nasreddin Hoca’ya benzetilir. Gerçekten kendine has garip tavırları olan İvaz Efendi, kazaskerlikleri zamanında el-Hidâye nüshasını çekmecesine mıhlatıp mansıp talep edenlere göstererek, “Orayı kara kitap bilir” derdi (Atâî, s. 292). İvaz Efendi medrese ders kitabı olan tefsir, fıkıh, belâgat ve kelâm alanında yazılmış Envârü’t-tenzîl, el-Hidâye, Miftâḥu’l-ʿulûm, et-Telvîḥ ve el-Mevâḳıf gibi eserlere müstakil hâşiyeler kaleme almış ve bunları İstanbul’da Eğrikapı dışında yaptırdığı camiye kendi eliyle yazdığı vakıfnâme ile bağışlamıştır. Mezarı bu caminin hazîresindedir. Oğlu Yahyâ Efendi de ilmiye mesleğinden yetişmiş, Konya kadılığına kadar yükselmiş ve 1033’te (1624) ölmüştür (Atâî, s. 689-690). Hadîkatü’l-cevâmi‘de onun camisinden başka medrese, mektep ve çeşme gibi hayır eserlerinden de söz edilmektedir (I, 147).

Samet ERYİĞİT
2021-11-25 15:11:50 GMT

Bu eserlerin restorasyonu gerçekten bir harika. İnsan geçmişin izlerini çok net görebiliyor. Edirnekapı civarında şahane bir camii. Mimar Sinan tine harika bir proje çıkartmış. Otopark sıkıntısı olan bir bölge olduğundan sabah namazında tercih etmenizi öneririm. Mutlaka görün derim. Camii önünde tarihi bir zindan var onunda çalışmaları devam ediyor biterse tekrar gelebilirim.

Seyyah-ı Talib
2021-10-15 10:01:13 GMT

Cami Kazasker İvaz efendi tarafından 1586 yılında yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmayan caminin cephelerinde görülen üslup özellikleri ve gelişmiş altıgen şeması göz önüne alınarak İvaz Efendi’nin ölümünden kısa bir süre önce yapıldığı düşünülebilir.
Cami, Mimar Sinan’ın tezkerelerinde kayıtlı olmamakla birlikte Mimar Sinan çağı sonlarında, onun ekolüne ait bir yapı olarak kabul edilebilir.

Cami ile birlikte yapıldığı belirtilen kitabesiz meydan çeşmesi, avlu duvarı dışında, caminin önündeki küçük meydanda yer almaktadır.

İvaz Efendi Camii’nde alışılmış büyük cümle kapısı yoktur. Camiye giriş cephesi üzerinde yer alan, ancak yanlara doğru çekilmiş iki adet çifte kapıyla girilmektedir. Caminin önemli bir özelliği de 16. yüzyılın ikinci yarısına ait İznik çinileri ile süslü mihrabıdır.

Hly Ergn
2021-08-05 15:58:28 GMT

Kesinlikle gidilip görülmesi gereken camilerimizden Birtanesi. Konumu ve yeri güzel ve çok sakin bir yer civar evlerde ayrı bir ilgi çekici. Tarihi yerleri ve eski yapılara hayranım

kardelen erol
2020-01-31 18:11:20 GMT

Caminin Restorasyonu yeni bitmiş. Camii çok güzel olmuş. Özellikle mihrabın etrafındaki İznik çinileri eşsiz.
Mutlaka görmek gerek.
Camii tam kare planlı bir yapıda.
Yüksek bir noktada olduğu için Haliç manzarasına sahip.

Bahadır Sarsılmaz
2022-12-11 20:25:54 GMT

Güzel ve bakımlı bir ibadethane. Surların hemen dibinde. Anemas zindanlarının yanında. Bir Mimar Sinan Eseri olarak geçiyor ama Camii önündeki açıklamada bundan pek emin olunmadığını belirtmişler.

Ali Akbulut
2024-01-12 14:13:05 GMT

Camı çok güzel sakin bir konumda
Vakit namazı dışında tuvaletler kapalı abdest siz gelmeyin

Transkripsiyon İşaretleriArama KılavuzuDuyurularTDV İslâm Ansiklopedisi
HakkındaGörüntü Ayarları





İVAZ EFENDİ CAMİİ

İstanbul’da XVI. yüzyılın son yıllarında yapılmış, değişik mimari özelliklere sahip bir cami.



İvaz Efendi Camii



İvaz Efendi Camii’nin içinden bir görünüş



Müellif:

SEMAVİ EYİCE

Şehrin surlarla çevrili kuzeydoğu köşesinde Edirnekapı ile Ayvansaray arasında, Eğrikapı yakınında Haliç’e hâkim bir yerde bulunmaktadır. Halk arasında Eğrikapı Camii adıyla da anılan mâbedin yanında bir de meydan çeşmesi vardır. Evvelce sıbyan mektebiyle bir medresenin olduğu bilinmekle beraber bunlardan hiçbir iz kalmadığı gibi yerleri de tesbit edilememiştir. Caminin bânisi Kazasker İvaz Efendi (ö. 994/1586) kıble duvarı önündeki hazîreye defnedilmiştir. Hazîrede adını taşıyan bir mezar taşına rastlanmamakla birlikte tam mihrabın hizasında üzerinde hiçbir yazı olmayan, hazîredeki bütün taşlardan daha büyük silindir biçiminde iki şâhidenin İvaz Efendi’nin kabrine ait olması kuvvetle muhtemeldir.

İvaz Efendi Camii şehrin kara tarafı surlarının çok yakınında, Bizans döneminin son yüzyıllarında imparatorların tercih ettiği bir mekân olan Blakhernai (Vlaherne) Sarayı kompleksinin kalıntılarının bulunduğu yerdeki teras üzerinde inşa edilmiştir. Avlusunun batı tarafı surlarla sınırlanmış olup burada bir de kule yer almaktadır. Anemas Kulesi diye adlandırılan bu burcun bir vakitler Bizans sarayının bir bölümü olarak kullanıldığı belli olmaktadır. Buradan itibaren Haliç’e doğru sur duvarına paralel biçimde evvelce iki katlı olan kemerli ve tonozlu uzun bir dehliz uzanır. Bu meyilli arazide, üzerindeki saray yapılarına bodrum katı teşkil eden ve Anemas zindanları diye adlandırılan bu mahzenin yukarı ucu İvaz Efendi Camii’nin önündeki avlu düzlüğü altında da uzanmaktadır. Son yıllarda burada meydana gelen bir çöküntü; şimdiye kadar içine girilip incelenmeyen bu kısmın varlığını da ortaya koymuştur.

Ayvansarâyî, İstanbul camilerine dair kitabında diğer eserindeki bilgileri tekrarladıktan sonra camiyle birlikte İvaz Efendi’nin medrese, sıbyan mektebi ve çeşme yaptırdığını bildirerek vakıflarına evlâdının ve soyundan gelenlerin mütevelli olduğuna işaret eder. Caminin surlara yakınlığı yüzünden burada medrese inşa edilmesine imkân yoktur. Belki Haliç tarafındaki boş arsanın yerinde ahşap bir medrese yapılmış ve zamanla kaybolup gitmiştir. Caminin kıble yönünde avlu duvarı dışındaki küçük meydanın ortasında olan kitâbesiz çeşme ise hâlâ durmaktadır.

Caminin tarihçesine dair bilgi yoktur. İstanbul’un geniş bölgelerini harabeye çeviren büyük yangınlardan etkilendiği tahmin edilmektedir. Wolfgang Müller-Wiener, bu bölgede önemli zararlar veren 1729 ve 1782 yangınlarından zarar görmüş olabileceğini söylemekteyse de buna inanmak zordur. Çünkü caminin içinde yangından kolayca etkilenmesi mümkün olan ahşap pencere kapakları ve nakışlı külâhı yine ahşaptan olan minber günümüze kadar gelebilmiştir. XIX. yüzyıl içinde, camiyi üç taraftan çeviren ve İstanbul mimarisinde bir yenilik olan çevre revakları ortadan kalkmış, sadece girişlere ahşaptan camekânlı sundurmalar yapılmıştır. 1940-1950 yılları arasında bunlar da yok olmuş, son yıllarda ise girişlerin önüne öncekilere hiç benzemeyen çirkin bir sundurma inşa edilmiştir.

İvaz Efendi Camii, mimarisi bakımından çağdaşı başka Türk eserlerine benzemeyen çok değişik bir yapıdır. Normal bir şadırvan avlusuna sahip olmadığı gibi bir şadırvanı da yoktur. Ayrıca bu önemli unsurun evvelce varlığını gösteren bir iz de bulunmamaktadır. Mihrap kısmı ileriye taşan kare şeklindeki caminin üç tarafından cephelerini “U” biçiminde sakıflar sarıyordu. Bunlar öne meyilli ahşap çatılara sahip olup ince ahşap direklere dayanıyordu. Bu dayanakların mermer kaideleriyle revakların altıgen biçimli tuğla döşemeleri 1950’li yıllara kadar görülürdü; günümüzde bunlar yok olmuştur. Sağdaki revak bir bakıma son cemaat yeri gibi kullanıldığından alışılmışa ters düşen bir uygulama ile kıble duvarı köşesine ve dışa çıkıntıl

Yuriy Kompanets
2021-09-09 16:50:05 GMT

Мечеть середины 16 века. Ее изюминка в том, что она стоит на месте большого Влахерского дворца, а рядом с ней сохранились 2 башки от константинопольских стен. В одноц из этих башен была тюрьма, где сидели выкокие сановники

murat aslan
2020-10-11 18:41:16 GMT

Balatin ara sokaklarında kaybolmusken çok hoş bir sürpriz oldu bana bahçede bir çok bank var soluklanmak için de gelinebilir tuvaletler gayet temiz diğer bilgiler resimlerde

EROL DUZDEMİR
2019-11-17 11:12:23 GMT

Mutlaka uğramaniz gereken bir camii mimar Sinan eseridir yalnızlaşmış bir hanei saadet

Ahmet Yurtbakan
2017-07-22 20:33:53 GMT

İstanbul Mimarı Koca Sinan'ın eseri.
Restorasyondan yeni çıktı.
Dış tamirler idare eder.
İçinde özellikle sağında ve solunda yer alan küçük mermer sütunlar o kadar kötü boyanmış ki.
Mihrapta eksik çinilerin yerine boyanarak yapılan sahte çiniler berbat.
Buna onay veren Yetkilileri ve Mimarı, İstanbul Mimarı Koca Sinan affetmeyecektir.

ismail
2020-01-25 14:06:41 GMT

Cami Kazasker İvaz efendi tarafından 1586 yılında yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmayan caminin cephelerinde görülen üslup özellikleri ve gelişmiş altıgen şeması göz önüne alınarak İvaz Efendi’nin ölümünden kısa bir süre önce yapıldığı düşünülebilir.
Cami, Mimar Sinan’ın tezkerelerinde kayıtlı olmamakla birlikte Mimar Sinan çağı sonlarında, onun ekolüne ait bir yapı olarak kabul edilebilir. Çeşitli tarihi kaynaklarda İvaz Efendi Camii’nin bir külliye olarak inşa edilmiş olduğu belirtilse de, bugün camiinin dışında başka bir yapı mevcut değildir.

Cami ile birlikte yapıldığı belirtilen kitabesiz meydan çeşmesi, avlu duvarı dışında, caminin önündeki küçük meydanda yer almaktadır.

İvaz Efendi Camii, 15,60x14,50metre boyutlarında kareye yakın dikdörtgen planlı bir yapıdır. Camii, 6 payeye dayanan 9,80 metre çapında 16,60 metre yüksekliğinde büyük bir merkezi kubbe ve kubbeyi üç yönden destekleyen beş yarım kubbe ile örtülüdür. Yarım kubbelerin ikisi caminin sağında diğer ikisi solunda bulunmakta, beşinci yarım kubbe mihrap çıkıntısının üzerini örtmektedir.

Merkezi kubbeyi taşıyan altı paye, yarısı duvarlarla gömülü pilastrlar şeklindedir.

Yan duvarlar boyunca uzanan ahşap kadınlar mahfili, kuzeyde giriş cephesi üzerindeki maksurenin ikinci katıyla birleşerek, U şeklinde cami sahnını çevrelemektedir. Cami plan düzeni ile altı payeli camiler grubuna girmektedir. Günümüzde caminin son cemaat yeri mevcut değildir. Giriş cephesinin sağında olması gereken minare güney kıble duvarının köşesine ayrı bir kütle olarak yerleştirilmiştir.

İvaz Efendi Camii’nde alışılmış büyük cümle kapısı yoktur. Camiye giriş cephesi üzerinde yer alan, ancak yanlara doğru çekilmiş iki adet çifte kapıyla girilmektedir. Caminin önemli bir özelliği de 16. yüzyılın ikinci yarısına ait İznik çinileri ile süslü mihrabıdır.

saeed taraben
2020-12-25 13:41:27 GMT

جامع أثري يقال أنه من تصميم المعماري سنان

Mustafa Kara
2018-08-10 20:00:11 GMT

Kazasker İvaz Efendi Camii; İstanbul Suriçi Ayvansaray Eğrikapı'da Kara surlarına cepheli olarak 1585 yılında Kazasker İvaz Efendi tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Buna karşı Mimar Sinan eserlerini anlatan tezkerelerde caminin ismi yoktur. Yapı küçük bir külliye olarak yapılmış olmasına rağmen medrese ve sıbyan mektebi günümüze gelmemiştir.

Kazasker İvaz Efendi Camii aynı zamanda Manav İvaz Efendi Camii olarak ta adlandırılır. Bu isim İvaz Efendinin Manavgatlı olmasından kaynaklanır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında kazaskerlik yapmıştır. Hem Rumeli hem de Anadolu kazaskerliği görevlerinde bulunmuştur.

MİMARİ YAPI:

Caminin dış avlusu 1937 metrekaredir. Bu avlu bir duvarla cadde kotundan ayrılmaktadır. Avlunun diğer yanı ise şehir surlarıdır. Caminin mimari planı kareye yakın bir dörtgendir. Cami iç harimi 208 metrekaredir.  Merkezi tek kubbelidir. Merkezi kubbe beş yarım kubbeyle taşınmaktadır. Altı kemer ve altı payeye dayanan orta kubbe 9,80 metre çapında olup 16.60 metre yüksekliktedir.  Ana kubbenin sağ ve solunda ikişer, mihrap üstünde bir olmak üzere toplam beş yarım kubbesi bulunmaktadır. Kubbe kaynağında 12 adet yuvarlak kemerli pencere ile iç mekanda aydınlık sağlanmıştır. Caminin giriş tarafında ve yan duvarlar boyunca ‘’U’’ şeklindeki kadınlar mahfili her iki tarafta altışar sütun bulunmaktadır. Bu bölümün ahşap korkulukları bulunmaktadır. Cami yan duvarlarında simgesel iki ana tuğla kemer bulunmaktadır. Bu kemerler altında üç sıra pencereler bulunur. Camii kesme taş ve tuğladan almaşık olarak örülmüştür. Osmanlı Klasik camilerinden farklı olarak caminin merkezi ana kapısı yoktur. Buna karşın yapının kuzey ve güney kısmında iki kapısı vardır. Giriş kapısı üzerindeki levhada Mimar Sinan camisi olduğu yazılıdır. Caminin bazı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Bazı duvarlar ise sadece kesme taştandır. Buna karşın Bahçesinde geniş çukur ve tüneller vardır. Bizans döneminden kalma Anemas zindanlarının kalıntıları da bu alandadır.

Her iki girişin bitişiğinde bulunan birer kapıyla üst mahfile çıkılır. Karşısından da harime girilir. Mihrabı dikdörtgen çıkıntılı ve nişi beş köşeli olup, üzerindeki çiniler 16.yüzyılın en güzel örneklerindendir. Mihrap nişinin içini sivri kemerli, sülüs yazılı pano doldurmaktadır. Mimberi mermer vaiz kürsüsü ahşaptır.

Caminin son cemaat yeri bugün yoktur. Ama yapılan incelemelerde hala izleri görülen büyük bir ahşap son cemaat yeri olduğu görülmektedir. Hatta minare kürsüsü yanında bulunan bir mihrap nişinden anlaşılacağı üzere bu son cemaat yeri, camiyi üç cephesini sarmaktadır. Bu ahşap yapı ‘’U’’şeklinde olduğu varsayılmaktadır.

Minaresi kıble duvarı köşesindedir. İvaz Efendi bahçedeki hazirede medfundur. Camide 1998 yılına kadar Muhammed Mustafa sakal-ı şerifi bulunmaktaydı. Ancak bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştur ve ne olduğu bilinmemektedir. Avlu girişinin karşısında bulunan Mimar Mustafa Ağa çeşmesi yeni olarak restore edildi ve halan kullanılmaktadır.

Mazen Fallaha
2022-07-14 20:10:48 GMT

مسجد جميل واسع و ذو اطلالة جميلة .. وصلت اليه بعد رحلة طويلة بين الازقة الضيقة المفعمة بخضرة جميلة .. تحسب نفسك في إحدى الضواحي و ليس في قلب اسطنبول .. يقع بالقرب من الاسوار القديمة .. نعمت فيه باستراحة قصيرة بعد طول المشوار ..

Cüneyt Gürsel
2021-07-11 16:22:31 GMT

Bir Mimar Sinan eseri fazla göz önünde olmamasına rağmen yine bir baş yapıt ustanın elinden çıkan içerideki manevî atmosferi hissedersiniz ayrıca avlusundan Anemas kulesini ve zindanini kısmen görebiliyoruz fotoğraf için oldukça uygun

Malte Scholz
2020-09-28 15:54:02 GMT

Die İvaz Efendi Moschee befindet sich in der Nähe von Eğrikapı, zwischen Edirnekapı und Ayvansaray Erbaut wurde sie ca um 1586 auf den Überreste des Blakhernai-Palastes aus byzantinischer Zeit. Der westliche Saraf des Innenhofs der Moschee ist durch die Theodosianische Landmauern begrenzt. Die Moschee hat einen kleinen Friedhof mit schönen Grabsteinen mit arabischer Schrift. Von innen ist die Moschee ein Traum, tolle farben an der decke die Gebetsnische ist sehr schön mit Kacheln dekoriert, die buntverzierten Fenster lassen viel licht rein . Alles in allem eine sehr kleine ,aber sehr fein Moschee . Ich kann einen ,besuch nur empfehlen .

34 Istanbul
2017-11-10 04:54:38 GMT

Aşağısında Toklu İbrahim Dede Sokak'taki bütün eski yapılar dönüşüm adıyla yıkılıp yerine ilgisiz çok katlı binalar topluluğu yapıldı. Cami içini ise cemaatten bir iki kişi fotoğraf yasak dedikleri için maalesef göremedim. Albayrak Sokak Bizans Saray kalıntıları hala yerinde duruyorsa görebilirsiniz

Write a review of Kazasker İvaz Efendi Mosque


Kazasker İvaz Efendi Mosque Directions
About Golden Horn
Estuary in Turkey

The Golden Horn is a major urban waterway and the primary inlet of the Bosphorus in Istanbul, Turkey. As a natural estuary that connects with the Bosphorus Strait at the point where the strait meets the Sea of Marmara, the waters of the Golden Horn help define the northern boundary of the peninsula constituting "Old Istanbul", the tip of which is the promontory of Sarayburnu, or Seraglio Point. source

Top Rated Addresses in Golden Horn

Addresses Near Golden Horn