İstanbul Üniversitesi Tarihi Beyazıt Kapısı

A historical building that combines the past and the present. I think that this entrance was to conduct old military plans, written in the Arabic language or Ottoman language (Department of Military Affairs ، دائرة أمور عسكرية ، Askeri işleri dairesi), after which the place was converted to Istanbul University, which contains many literary and scientific faculties
More should be read about the history of the university, I do not have detailed information about that, and some of my Turkish friends told me that it was only a university, so we can consider that the matter needs more research

Istanbul University has finest educational institution in Turkey which I have been graduated.

Campus is in the middle of historical places. You have to get inside if you can, main entrance is absolutely magnificent.

Here is the main gate of the istanbul university. Which is the prestigious school. I felt good looking around.

Istanbul University is the best university of Turkey. The door is beautiful and shows the beauty inside campus. It is quite beautiful and adds a different beauty to Beyazıt square.

Very beautiful ... it is a unique gate infront of Beyazıt cami. The square is not crowded at all. From their you can easily access to the Grand Pazar.
And also there a museum for kaligraphy.

Amazing!

Must visit!

Muhteşem kapının mazisi 1864 yılında yaptırılan Harbiye Nezareti’ne kadar uzanmaktadır. Bu bölgede önce Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden sonra inşa ettirdiği ilk saray olan Eski Saray bulunmaktayken daha sonra sarayın sınırları içine 1826 yılında yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine Bab-ı Seraskeri tesis edilir. Bugün o dönemde barok mimari üslubuna sadık kalınarak inşa edilen yapılar ve kapının yerinde, Abdülaziz’in yaptırdığı oryantalist üsluptaki kapı ve arkasında İstanbul Üniversitesi’nin Ana Binası olarak kullanılan Harbiye Nezareti bulunmaktadır.

İstanbul Üniversitesi’nin simgesi haline gelen kapı ve kapının iki yanını çevreleyen ikiz köşkler, Fransız Mimar Borgues tarafından İstanbul surlarının ana kapısı olan altın kapı için tasarlanmıştır. Ancak bu düşünce tasarlandığı biçimde gerçekleştirilememiş ve Harbiye Nezareti’nin Ana Kapısı olarak tarihteki yerini almıştır. Bazı araştırmacılar bu kapının Abdülmecid döneminde Yedikule semtinde Mühendis Bekir Paşa tarafından tasarlanan şehrin giriş kapısı planlarına göre yapıldıklarını da söylerler.

Anıtsal kemerli, birbirine bitişik üç parçadan meydana gelen kapının ana girişlerini oluşturan, ortada büyük bir kemer açıklığı iki yanında ise daha küçük tarihi kemer açıklıklarıdır. İki yanındaysa birbirinin aynı dendanlı burçlar biçiminde tasarlanmış iki katlı odalar vardır. Odaların zemininde sivri, basık kemerli kapı ve pencereler, birinci katta ise atnalı kemerli pencereler açılmıştır. Büyük kemer pembe ve beyaz renkli taşların alternatif dizilişi ile örülmüş hafif sivri, atnalı biçiminde ve çift kademelidir. Büyük kemeri mukarnaslı başlıklı ikili sütun grupları taşır. Aynı sütunlar küçük kemerli açıklıkların dış kenarlarında da vardır.

Cephede büyük kemerin hemen üzerinde dönemin tanınmış hattatı Şefik Bey’in 1865 tarihli Cel-î Sülüs kitabesi görülür. Kitabenin orta bölümünde ‘‘Daire-i Umur-ı Askeriyye’’ yazılıdır. Bunun sağ ve solunda askeri bir tesisin amacına uygun olan ayetler seçilmiştir. Sağ tarafta Fetih Suresi’nin birinci Ayeti olan ‘‘Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık.’’ ibaresi vardır. Sol tarafta ise aynı surenin üçüncü Ayeti olan ‘‘Seni kıymetli bir zaferle destekledik.’’ ibaresi bulunmaktadır. Alınlık bölümünde üzerinde daha önce Abdülaziz’in tuğrası bulunan oval madalyonda, bugün TC harfleri ve altında da İstanbul Üniversitesi yazmaktadır.

Üniversite binasına bakan kitabe de ise devrin bir başka ünlü hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin ‘‘Askere nüzhet kulu tebşir eder tarihini Lütf-i şah Abdülaziz şir der-i nasr-ı aziz’’ ibareli tarih beyti okunur. 19. yüzyılda Avrupa'yı etkisi altına alan oryantalizmin etkileri en belirgin biçimiyle, Osmanlı başkentinde ki Harbiye Nezareti’nin kapısında görülür. Özellikle büyük kemerin iki yanında ki A biçiminde ki bezeme ve kemer biçimleri Magrip ve Endülüs binalarından ilham alınarak oryantalist üsluba göre uygulanmıştır.

Beyazıt meydanından yükselen bu görkemli kapıdan dünya tarihine yön veren yüz binlerce insan geçmiştir.

Ülkemizin en eski üniversitesinin giriş kapısı.
1000 yıl kullandığımız yazı dili değiştirildiğinden okumak için üniversiteye gelenler dahil kapı üzerindeki yazıyı okuyamıyoruz.

Tarihi Beyazıt meydanında bulunan İstanbul Üniversitesi kampüsüne girmek için bu muazzam tarihi kapıdan geçiş yapmak zorundasınız. Tabii eğer öğrenci iseniz. Yoksa bizim gibi dışarıda, ancak ön tarafından bakıp fotoğraf çekebilirsiniz.
Çok güzel bir yapı.

Türkiye'de sadece İstanbul Üniversitesi'nin değil bütün üniversitelerin adeta sembolü haline gelmiş yapı. Aslında Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı'nın giriş kapısı, meydana bakan tarafta Fetih Suresi'nin ilk ayetleri yazıyor. Birçok mimari tarz kullanılmış ancak en dikkat çekeni Endülüs mimarisinden izler taşıyor olması. İstanbul'da Endülüs mimarisinde yapılmış tek eser.

Bir mekânın kapısı ancak bu kadar etkileyici olabilir. Sinmiş tarih kokusu alıp sizi asırlar evvele götürür. Gözlerinizin önünde bir imparatorluk, akıp geçer...

Magnifique place en travaux
Quartier des universités d’Istanbul
À quelques mètres du quartier textile

Fetih Suresi’nin birinci ayeti, “Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık.” ve yine aynı sureden “Seni kıymetli bir zaferle destekledik.” ayetleri işlenmiş bulunan bu kapı 1800'lü yıllarda yapılmıştır

Ana Kapı ve iki yanını çevreleyen İkiz Köşkler, Fransız Mimar Borgues tarafından İstanbul surlarının ana kapısı olan altın kapı için tasarlanmıştır. Ancak bunun yerine dönemin Harbiye Nezareti kapısı olarak kullanılmış ve tarihteki yerini Serasker Kapısı olarak almıştır. Anıtsal giriş kapısı, üç açıklıklı bir giriş takı şeklinde tasarlanmıştır ve sütun gruplarına oturtulmuş üç kemerden oluşmaktadır. Ortadaki kemer daha geniş, at nalı şeklinde ve yüksektir. Kemerin her iki yanında iki katlı kuleler bulunmaktadır.Büyük kemerin hemen üzerinde dönemin tanınmış hattatı Şefik Bey’in 1865 tarihli Cel-î Sülüs kitabesi görülmektedir. Yeşil zemin üzerine altın varaklı kitabenin orta bölümünde “Daire-i Umur-i Askeriye”, sağında Fetih suresinin birinci ayeti, solunda ise üçüncü ayeti bulunmaktadır.

Beyazıt Meydanı’ndan yükselen bu görkemli kapıdan dünya tarihine yön veren yüz binlerce insan geçmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk Avrupa tarzı üniversite olarak kabul edilen Darülfünun'un doğrudan devamı olan İstanbul Üniversitesinin bazı birimlerinin temelleri İstanbul'un fethinin ertesi günü olan 30 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in emriyle kurulan Sahn-ı Seman medreselerine kadar dayandığından okulun kuruluşu bu tarihe dayandırılır.
Darülfünun İstanbul Üniversitesi Kapısı ihtişamlı bir yapı.

Her yanı ile tarih kokan bir üniversite olan İstanbul Üniversitesi'nin en büyük Kampüsü bu kapıda kimler geçmiştir kimler tarihi dokusu ile her zaman istanbul'a gelenlerin ziyaret ettiği bir yer Bu açıdan hiçbir şekilde görüntülenmemişti çok hoşuma gitti

Kapıdan içeri baktığınızda gördüğünüz manzaranın fotoğrafını paylaşıyorum. Beş senem burada geçti, özlenen yıllar.

Çok simgesel ve kıymetli bir yer benim için. Burada okumaya niyet ederdim küçükken.

Sonra istediğim bölümün burada değil, Laleli'de olduğunu öğrenince vazgeçtim hayalimden.

Ama okulun gözümdeki güzelliği hiç değişmedi.

Her Türk gencinin hayalini kurduğu o meşhur üniversite